Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
WhatsApp İhbar Hattı
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
    Ana Sayfa › Sağlık › Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Diyabet Federasyonu’ndan Diyabet Uyarısı: Türkiye 2045’te 13.4 Milyon Diyabetli Bireyle 10. Sırada Olacak

    Dünya Sağlık Örgütü ve Uluslararası Diyabet Federasyonu’ndan Diyabet Uyarısı: Türkiye 2045’te 13.4 Milyon Diyabetli Bireyle 10. Sırada Olacak

    Prof. Dr. Mustafa Cesur, dünya genelinde diyabet oranının 2045’te 783 milyona ulaşacağını, Türkiye’nin ise 10. sıraya yükseleceğini belirtti. Obezitenin diyabetle sıkı ilişkili olduğunu vurgulayan Cesur, 35 yaşından itibaren her 3 yılda bir diyabet taramasının önemini ifade etti.

    Kaynak: İHA
    Sağlık
    Prof. Dr. Mustafa Cesur, dünya genelinde diyabet oranının 2045'te 783
    ABONE OL

    Diyabetin Küresel Etkisi ve Türkiye’nin Durumu

    Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Cesur, Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun (IDF) yayımladığı istatistiklere göre, 2045 yılı itibarıyla dünyadaki diyabetli birey sayısının 783 milyona ulaşmasının beklendiğini ifade etti. Türkiye’nin de 2045 yılında 13.4 milyon diyabet hastası ile dünya çapında diyabet sıklığı açısından 10. sıraya yükseleceği öngörülüyor.

    Diyabet Sorununun Artışı

    Prof. Dr. Cesur, diyabetin global anlamda yaygın bir sağlık problemi haline geldiğine ve bu sorunun hızla büyümekte olduğuna dikkat çekti. 14 Kasım Diyabet Günü’nün bu sene “İş yerinde diyabet” temasıyla kutlanacağını belirten uzman isim, “Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun verileri doğrultusunda, 2045 yılından itibaren Türkiye 20-79 yaş aralığında diyabet görülme sıklığında Avrupa’da ilk sırayı alıyor” dedi.

    Obezitenin Diyabetle İlişkisi

    Prof. Dr. Cesur, diyabetin insülin hormonunun salınımında ve etkisinde bozulmalarla karakterize olduğunu belirterek, bunun vücutta karbonhidrat, yağ ve proteinlerin yeterince kullanılamamasına neden olduğunu vurguladı. “Diyabet, kan şekeri yüksekliğiyle kendini gösteren, sürekli tıbbi bakım gerektiren bir metabolizma hastalığıdır” dedi. Kilolu bireylerde diyabet riskinin arttığını ve ülkemizin obezitede Avrupa’da birinci sırada yer aldığına dikkat çekti.

    Türler arasında farklılık gösteren diyabetin, Tip 1 ve Tip 2 olarak iki ana kategoride sınıflandırıldığını belirten Cesur, Tip 2 diyabetin önlenebilir bir hastalık olduğunu ifade etti. Obez bireylerin hedef kitle olduğunu belirten Cesur, kilo kaybının diyabeti önlemek adına önemli bir adım olduğunu vurguladı.

    Diyabet Taraması ve Farkındalığın Artırılması

    Prof. Dr. Cesur, prediyabet aşamasındaki bireylerin dikkat etmeleri gerektiğine dair uyarılarda bulundu. Yaş ilerledikçe Tip 2 diyabet riskinin arttığını belirten uzman, 35 yaşını geçen herkesin üç yılda bir diyabet taraması yaptırması önerisinde bulundu.

    “Ülkemizde diyabet farkındalığının artırılması, erken tanı ve tedavi süreçlerinin sağlıklı bir yaşam için elzemdir” diyen Cesur, toplumsal bir sorumluluk olarak halk ve kamuoyunun bu mücadelede birlikte hareket etmesinin önemine vurgu yaptı. “Diyabetin önlenmesi ve tedavi süreçlerinde yaşanabilecek komplikasyonların engellenmesi büyük önem taşımaktadır” dedi.