Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Balıkesir’deki Depremler Çocuk ve Gençlerde Psikolojik Etkiler Yaratıyor: Uzmanlardan Uyarılar

Balıkesir’de depremlerin çocuklar üzerindeki psikolojik etkilerine dikkat çeken Psikolog Helin Ezgi Deniz, her depremin aynı travmatik sonucu doğurmadığını belirtti. Ebeveynlerin tutumu ve hazırlık, iyileşme sürecinde kritik öneme sahiptir. Oyun ve spor gibi aktivitelerin destekleyici olduğu vurgulandı.

Balıkesir'de depremlerin çocuklar üzerindeki psikolojik etkilerine dikkat çeken Psikolog Helin

Balıkesir’deki Depremlerin Çocuk ve Gençler Üzerindeki Psikolojik Etkileri

Balıkesir’de meydana gelen üst üste depremler sonrası çocuklar ve gençlerin psikolojik durumları hakkında önemli değerlendirmelerde bulunan Nev Sağlık Grubu Klinik Psikoloji Bölümü’nden Psikolog Helin Ezgi Deniz, her depremin aynı zorlukları yaratmadığını ve ebeveynlerin tutumlarının iyileşme sürecini önemli ölçüde etkilediğini ifade etti.

Depremin Çocuklar Üzerindeki Güven Hissi Üzerindeki Etkisi

Helin Ezgi Deniz, depremlerin yetişkinler için bile travmatik bir deneyim olduğuna dikkat çekerek, “Bu tür olaylar çocuklar ve gençler için çok daha farklı bir anlam taşır. Güven duygusu; evin güvenilirliği ve çevrenin istikrarı ile doğrudan ilişkilidir. Bir deprem, bu güvenin temellerini sarsarak, ‘Ev her zaman güvenli değil’ gerçeğini hatırlatır. Ancak, her depremin yarattığı psikolojik etki birbirinden farklıdır” dedi.

Büyük Depremler ve Travma Riski

Deniz, özellikle büyük ve yıkıcı depremlerin çocuklar için yüksek travma riski taşıdığını vurguladı. “Ölüm tehdidinin açık bir şekilde hissedildiği veya yakınların kaybıyla sonuçlanan durumlar, çocukların beyinsel hayatta kalma mekanizmalarını etkileyebilir. Bu tür deneyimler, kabuslar, yoğun kaygı ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) gibi durumları beraberinde getirebilir. İyileşme süreci, çoğu zaman profesyonel destek gerektiren uzun bir süreç olabilir” diye ekledi.

Hafif Sarsıntılar ve Kısa Süreli Tepkiler

Deniz, daha hafif depremlerin genellikle kısa süreli korkuya neden olduğunu ifade etti. “Çocuklar birkaç gün uyku sorunları yaşayabilir veya ani seslere tepkiler verebilir; ancak ölüm tehlikesi olmadığında ve güven duygusu tekrardan sağlandığında, bu tepkiler genellikle kısa sürede azalır.”

Ebeveyn Tutumunun Önemi

Deprem sonrası ebeveynlerin tepkilerinin çocukların psikolojik durumu üzerindeki etkisine değinen Deniz, “Dramatik tepkiler, çocukların kaygılarını artırabilir. Sakin ve güven verici bir yaklaşım, gerçekçi cümlelerle desteklenmelidir. Örneğin, ‘Şu an güvendeyiz, seni korumak için buradayız’ gibi ifadeler, çocukların psikolojik iyileşme süreçlerine olumlu katkıda bulunur” dedi.

Hazırlıklar Psikolojik Dayanıklılığı Artırıyor

Deniz, deprem öncesi hazırlıkların çocuk ve gençlerin psikolojik dayanıklılığını artırdığını vurgulayarak, “Ailelerin, çocuklarla birlikte deprem tatbikatları yapması, güvenli alanlar belirlemesi ve acil durumlarda nasıl iletişim kurulacağına dair plan yapması kritik öneme sahiptir. Bu tür uygulamalar, gençlere ‘Ben bir kurban değilim, bir planım var’ hissini kazandırır” dedi.

Oyun, Sanat ve Sporun İyileştirici Rolü

Deprem sonrası normal hayata dönüş sürecinde, rutinlerin korunmasının ve sevilen nesnelerin varlığının çocuklarda olumlu etkiler yarattığını belirtti. “Bazı çocuklar, yaşadıkları korkuyu oyun veya sanat yoluyla ifade edebilir. Bu durum, olayı anlamlandırma çabası olarak görülmeli ve sağlıklı bir iyileşme sürecinin parçası olarak değerlendirilmelidir.”

Güven Hissi Kalıcı Olan Kıyasıya Bereket

Son olarak Deniz, çocukların doğru destekle güçlü bir iyileşme kapasitesine sahip olduğunu ifade ederek, “Her deprem iz bırakır; fakat bu izlerin travmaya dönüşmemesi, yaşanan olayın şiddeti, öncesindeki hazırlık düzeyi ve sağlanan güven ortamıyla yakından ilişkilidir. Destek aldıklarında ve ne yapacaklarını bildiklerinde, çocuklar olağanüstü bir iyileşme süreci gösterebilir. Bazen en kalıcı olan şey korku değil, ‘Beni koruyan insanlar var’ hissidir” sözlerini kullandı.