Grand Kartal Otel Yangını Davasında Mağdur Aileler Tansiyonu Yükseltiyor: “Kanımız Donuyor”

Grand Kartal Otel Yangını Davasında Duygusal Tansiyon Yükseliyor

Bolu’da meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan Grand Kartal Oteli yangını davasında, mağdur ailelerin gözyaşları arasında yaşanan acılar bir kez daha gündeme geldi. Yangında 18 yaşındaki oğlunu kaybeden Zeynep Kotan, bir sanığın “Torunumun da tableti yandı” demesi üzerine derin bir üzüntü duyduğunu dile getirdi. Kotan, “Kanımız donuyor. Bizim çocuklarımız orada can verdi. Ya yanarak, ya nefessiz kalarak ölümlerle karşı karşıya kalırken, ‘Torunun tableti yanmış’ deniliyor. Ne söyleyebilirim ki? Artık öfkemiz tükendi” sözleriyle acısını paylaştı.

Davadaki Gelişmeler ve Mağdur Ailelerin Beklentileri

Grand Kartal Otel yangını davasının üçüncü celsesi devam ederken, 20’si tutuklu, toplam 32 sanığın yargılandığı süreçte mağdur ailelerin beyanları alınmaya devam ediliyor. Zeynep Kotan, davada yaşanan gelişmeleri aktararak, savcılığın mütalaasına itiraz ettiklerini ifade etti. Kotan, “İddianamede 13 sanık için olası kast talep edilirken, mütalaada bu sayı 7’ye düşürüldü. Bu durum, bizleri derinden yaralıyor” diye konuştu.

Üzüntü ve Öfke İç İçe

Kotan, yangın faciasının yarattığı travmanın akıllarından silinmediğini vurguladı. Sanık yakınlarından birinin “Torununun tableti yandı” şeklindeki açıklaması karşısında, Kotan, “Bu durum bizim için oldukça ağır. Bizim çocuklarımız orada can verirken, böyle bir şey söylenmesi kan dondurucu. Düşünmek bile istemiyorum. O acılar hala içimizde tazeyken böyle sözler söylenebilmesi mümkün mü?” ifadelerini kullandı.

Sorumluluk ve Adalet Talepleri

Kotan, otel yönetimi ile il özel idaresinin de sorumluluk taşıdığı görüşünü savundu. “Hepsi organize bir şekilde çalışıyorlar. Bu kadar kötülüğün bir araya gelmesi düşündürücü. Mahkeme sürecine gelirken, bu kadar kötü bir durumun olabileceğini tahmin edemezdik. Her geçen gün, kan donduran yeni gerçeklerle karşılaşıyoruz” diyerek adalet arayışlarını yineledi. “Başka ne yapabilirlerdi ki? Bunun bir adım ötesi, kafamıza tabanca dayayıp öldürmek olurdu” diyerek, yargı sürecinde hissettikleri çaresizliği dile getirdi.