Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Meme Kanseri Tedavisinde Koruyucu Cerrahi Yaklaşımlar Öne Çıkıyor

Meme kanseri, kadınlarda en yaygın kanser türü olup, erken tanı ile başarı oranı %90’a kadar çıkıyor, diyen Doç. Dr. Yunus Dönder, koruyucu cerrahilerin tercih edildiğini belirtti. Düzenli kontrollerin önemi üzerinde duran Dönder, tedavi sonrası takibin de kritik olduğunu vurguladı.

Meme kanseri, kadınlarda en yaygın kanser türü olup, erken tanı

Meme Kanseri ve Erken Teşhis Önemine Dikkat Çekiliyor

Meme kanseri, kadınlar arasında en yaygın kanser türü olarak dikkat çeken bir sağlık sorunu. Acıbadem Kayseri Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Yunus Dönder, tedavi yöntemlerinin geliştiğine işaret ederek, “Artık memenin tamamen alınması yerine koruyucu cerrahilerin uygulanmasına yöneldik. Erken tanı ile başarı oranlarımız yüzde 90’a kadar çıkabiliyor” şeklinde konuştu.

Düzenli Kontroller Hayati Öneme Sahip

Meme kanseri ile ilgili farkındalık yaratmak adına bilgiler paylaşan Doç. Dr. Yunus Dönder, kendi kendine muayenenin önemini vurguladı. Ancak bazen bunun yeterli olmadığını belirten uzman, “Memede hissedilmeyen erken evrelerin tespiti için ultrason, mamografi ve MR gibi görüntüleme yöntemlerine ihtiyaç duyuyoruz. Bu nedenle, düzenli kontrolleri aksatmamak ve yaşınıza uygun taramalara katılmak şart” dedi. 40 yaşından itibaren her yıl mamografi çektirmenin önemini de ifade eden Dönder, ailede meme kanseri öyküsü bulunan bireylerin daha erken tarama yaptırmaları gerektiğini önerdi.

Koruyucu Cerrahinin Avantajları

Son dönemlerde hastaların yaşam kalitesini artırmak amacıyla koruyucu cerrahilerin ön plana çıktığını açıklayan Doç. Dr. Dönder, “Meme kanseri tanısı aldıktan sonra, hastalarımıza en uygun tedavi planını hazırlıyoruz. Eskiden memeyi tamamen çıkarırken, artık onkoplastik cerrahi ile daha az invaziv yöntemler tercih ediyoruz” ifadelerini kullandı. Amacın sadece hastalığı tedavi etmek olmadığını, aynı zamanda hastaların yaşam kalitesini artırmak olduğunun altını çizen Dönder, gerekli destek ve tedavi yöntemlerini bir araya getirerek bu hedefe ulaşmaya çalıştıklarını belirtti.

Takip Sürecinin Önemi

Tedavi sonrasında takip sürecinin kritik olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Yunus Dönder, “Tedavi tamamlandıktan sonra hastalarımızın mutlaka medikal onkoloji tarafından izlenmeleri gerekiyor. İlerleyen zamanlarda nüks veya metastaz durumlarında, kendisine uygun yeni bir tedavi planı oluşturuyoruz” dedi. Erken teşhisin bu hastalığı korkulacak bir durum olmaktan çıkardığını söyleyen Dönder, “Unutmayalım ki, ‘Bana bir şey olmaz’ demek yerine tarama ve kontrollerimizi ihmal etmemeliyiz” uyarısında bulundu.