Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Yargıtay, Boşanma Davalarında Eşlerin Kusuruna İlişkin Önemli Bir Karara İmza Attı

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, boşanma davalarında erkek eşin eviyle ilgilenmemesinin kadının kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilmeyeceğine karar verdi. Bu durum, manevi tazminat taleplerinin reddi için emsal niteliği taşıyor.

Bu haberin fotoğrafı yok

Yargıtay’dan Boşanma Davalarına İlişkin Emsal Karar

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, boşanma davalarında dikkat çekici bir karara imza atarak önemli bir içtihat oluşturdu. Bu kararda, erkeğin evi ve ailesiyle ilgilenmemesi ile düzenli bir işinin bulunmaması gibi iddiaların, davacı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmediğine vurgu yapıldı.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nden Gelen Tazminat Kararı

İçtihat Bülteni Uygulaması’ndan elde edilen verilere göre, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi, boşanma ve tazminat talepleri üzerine kadın eş lehine, erkek eş aleyhine manevi tazminata hükmetmişti. Bu kararın ardından erkek eş, istinaf incelemesi sonrasında karara itiraz ederek dosyayı Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’ne taşıdı.

Temyiz İnceleme Sonucu ve Bozma İlamı

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, temyiz incelemesini yaptıktan sonra şu ifadeleri içeren bir bozma ilamı yayımladı: “Mahkeme tarafından kabul edilen ve gerçekleşen davalı erkeğin ‘evi ve ailesiyle ilgilenmediği, ihtiyaçlarını karşılamadığı, düzenli bir işinin olmadığı’ gibi kusurlu davranışların, davacı kadının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı belirlenmiştir. 4721 sayılı Kanun’un 174. maddesinin ikinci fıkra şartları kadın için geçerli değildir. Bu nedenle, davacı kadının manevi tazminat talebinin reddedilmesi gerekirken, yanlış bir karar verilmiş olduğu anlaşılmaktadır.”

Böylece, Yargıtay, boşanma davalarında bu tür durumların kusur olarak değerlendirilmesi halinde bile manevi tazminat talep edilemeyeceği konusunda önemli bir içtihat oluşturmuş oldu. Bu karar, gelecekteki boşanma davalarında benzer durumlar için örnek teşkil edebilir.