Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Okan Bayülgen: “Türkçemiz Evimiz” Söyleşisinde Dil Yozlaşmasına Dikkat Çekti

Kocaeli Kitap Fuarı’ndaki “Türkçemiz Evimiz” söyleşisinde Okan Bayülgen, dilin yozlaşması ve okumanın önemi üzerine konuştu. Bayülgen, dilin ve değerlerin korunması gerektiğini vurgulayarak, “Kitap okumak zihni canlandırır” dedi. Fuarda moderatör Orhan Karaağaç’la birlikte plaket aldı.

Kocaeli Kitap Fuarı'ndaki "Türkçemiz Evimiz" söyleşisinde Okan Bayülgen, dilin yozlaşması

Kocaeli Kitap Fuarı’nda Okan Bayülgen’den Dil ve Kültür Vurgusu

Kocaeli’de düzenlenen kitap fuarı kapsamında “Türkçemiz Evimiz” adlı özel bir söyleşi gerçekleştirildi. Sanatçı Okan Bayülgen’in katıldığı etkinlikte, dildeki bozulmanın benzerinin mutfaktaki uygulamalara dikkat çekerek, “Mercimek çorbasına un ekleyenlerden hayır gelmez. Kaç restoranda bu yüzden tartıştım ve kaçından kovuldum. Tıpkı dilimiz gibi, değerlerimizi de kaybetmiş durumdayız” ifadelerini kullandı.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin bu yıl 15. kez düzenlediği fuar, “Anadolu Mayası” temasıyla devam ederken, söyleşi ve imza etkinlikleriyle dolu bir program sunuyor. Moderatör Orhan Karaağaç’ın yönetiminde gerçekleşen söyleşide Okan Bayülgen, “Dil benim varoluşumun merkezi, evimdir” diyerek kelimelerle olan derin bağını dinleyicilere aktardı.

Modern çağın dijital karmaşası içinde, bireyin zihnini ayakta tutacak en etkili yöntemin “okuma” olduğuna dikkat çeken Bayülgen, “Yapay zeka bilgiye ulaşım kolaylığı sağlasa da zihnimizi tembelleştirme ihtimali var. Kitaplar, düşünmeyi ve yapay zekanın sunduklarına teslim olmamayı sağlar. Sosyal medya bazen provokatif olabiliyor, siyaset bile dijital bir gösteriye dönüşebiliyor ve bu durum zihni boş bırakıyor.” şeklinde konuştu.

Bayülgen, okumanın zihinde yarattığı sinematik deneyimlere de değindi. “Kitap okumaya başlayınca, harflerin görsel algısının kaybolduğunu fark edersiniz. Sayfalar gözünüzün önünde bir film gibi akmaya başlar.” dedi.

Dil ve mutfak arasındaki bağlantıyı kurarak, dildeki yozlaşmaya dikkat çeken Bayülgen, düşüncelerini şöyle sürdürdü: “Mercimek çorbasına un koyanlar, kültürel birikimimize zarar verenlerdir. Bu yüzden birçok restoranda tartışma yaşadım ve bazı yerlerden atıldım. Dilimiz gibi, değerlerimizi de korumayı başaramadık.”

Bayülgen, kitap fuarlarının önemine de vurgu yaparak, “Kitap fuarları sadece yayınlarla değil, aynı zamanda medeniyetimiz, kimliğimiz ve dilimizle yeniden doğuş fırsatıdır. Türkçemiz bizim yuvamızdır. O evin kapısını birlikte koruyalım. Tek çözüm okumaktır.” dedi.

Etkinliğin sonunda, Okan Bayülgen ve Orhan Karaağaç’a plaket takdim edildi.