Skolyozun erken teşhisi, çocukların sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesi için hayati öneme sahip

Prof. Dr. Mehmet Reşid Önen, skolyozun erken teşhisinin tedavi sürecini kolaylaştırdığını belirtti. Ailelerin çocuklarının duruşunu dikkatli gözlemlemesi önemlidir; erken müdahale, cerrahi gereksinimi azaltabilir ve sağlıklı bir yaşam sunabilir.

Prof. Dr. Mehmet Reşid Önen, skolyozun erken teşhisinin tedavi sürecini

Skolyozun Tanımı ve Önemi

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Reşid Önen, skolyozun, omurganın normalde düz olması gerekirken, sağa veya sola doğru eğrilmesi sonucu oluşan bir hastalık olduğunu belirtti. Her yaş grubunda görülebilen bu durum, özellikle çocuklarda erken tespit edildiğinde tedavi sürecine olumlu katkılar sağlar. Ailelerin çocuklarının omurga sağlığını izlemeleri son derece önemlidir. Erken teşhis, çoğu durumda cerrahi müdahaleye gerek duyulmadan çocukların sağlıklı bir yaşam sürmelerine imkan tanıyabilir.

Aileler İçin Öneriler

Uluslararası Skolyoz Farkındalık Ayı vesilesiyle ailelere önerilerde bulunan Prof. Dr. Önen, göz önünde bulundurulması gereken bazı önemli noktalara dikkat çekti. Bu noktalar arasında çocuğun yürüyüşündeki bozukluk, omuz seviyelerinin eşit olup olmadığı, sırt bölgesinde belirgin bir çıkıntının varlığı, bel boşluğundaki dengesizlik ve kıyafetlerin vücuda oturumu yer almaktadır. Skolyoz belirtileri gözlemlendiğinde, ilk olarak bir çocuk doktoruna başvurulması gerektiğini vurguladı.

Skolyoz Türleri ve Tanı Süreci

Skolyozun nedenleri farklılık gösterdiği için iki ana grupta incelendiğini ifade eden Prof. Dr. Önen, doğumsal (konjenital) skolyozun, fetus gelişimi sırasında omurgada meydana gelen yapısal bozukluklardan kaynaklandığını sözlerine ekledi. Bu tür skolyoz, genellikle küçük yaşlarda tespit edilir ve tedaviye erken başlanması gerekmektedir. Doğumsal skolyozun yanı sıra, idiyopatik (nedeni bilinmeyen) skolyoz da çocukluk döneminde görülmekte; bu türün kesin nedeni bilinmemekle birlikte genetik ve hormonal faktörlerin etkili olabileceği düşünülmektedir.

Tedavi Yöntemleri ve Süreç

Tedavi planlaması yaparken, Prof. Dr. Önen, doğumsal skolyozda altta yatan sorunların giderilmesine yönelik tedavilerin ön plana çıktığını belirtti. İdiyopatik skolyozda ise izleme, korse tedavisi, fizik tedavi ve gerektiğinde cerrahi müdahale gibi seçeneklerin değerlendirildiğini söyledi. Skolyoz tedavisi, eğriliğin türü, derecesi ve bireyin yaşı gibi birçok faktöre bağlı olarak kişiye özel olarak düzenlenmektedir.

Cerrahi Yöntemler ve Yenilikler

Cerrahi tedavi yöntemlerinden de bahseden Prof. Dr. Önen, özellikle küçük yaşta skolyoz tanısı konan çocuklar için Manyetik Uzatılabilir Rod Sistemleri gibi yenilikçi tekniklerin kullanıldığını ifade etti. Bunun yanı sıra, omurga ipi gerdirme (VBT) tekniği ve minimal invaziv cerrahi yöntemlerin de son yıllarda daha fazla tercih edildiğini söyledi. Bu yöntemler, ameliyat sonrası iyileşme sürecini hızlandırmakta ve hastaların konforunu artırmaktadır.

Erken Teşhisin Önemi

Skolyoz tedavisinde zamanlamanın kritik bir faktör olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Önen, çocuklarda omurga eğriliği belirli bir seviyenin altındaysa düzenli kontrollerle sürecin izlenebileceğini belirtti. Ancak eğrilik ilerlerse, üretken tedavi yöntemlerine geçilmek gerektiğini aktardı. Aileler, çocuklarının duruş bozukluklarını ciddiye almalı ve uzman görüşü alarak süreçte aktif rol almalıdır. Erken tespit, genellikle cerrahiyi gereksiz kılarak çocukların sağlıklı büyüme süreçlerini destekleyebilir.