Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

    İşverenlerin Çalışanları İzleme Hakkı: Hukuki Sınırlamalar ve Çalışan Bilgilendirmesi

    Avukat Muhammed Üftade Tülü, işverenlerin çalışanları ortak alanlarda izleme hakkı olduğunu, ancak bu hakkın sınırlı olduğunu vurguladı. İşçilerin bilgilendirilmesi ve rızalarının alınmasının önemli olduğunu belirtti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin üç sorusunu yanıtlayarak izleme haklarının geçerliliği sorgulanmalıdır.

    Avukat Muhammed Üftade Tülü, işverenlerin çalışanları ortak alanlarda izleme hakkı

    İşverenlerin Çalışanları İzleme Hakkı

    Avukat Muhammed Üftade Tülü, işverenlerin işçileri ortak alanlarda denetleme yetkisine sahip olduğunu vurguladı.

    Tülü, iş yerlerinde işveren tarafından denetim amacıyla gözlem yapmanın belirli çerçevelerde mümkün olduğunu ifade etti. “Günümüzde işverenler, fiziksel mekanlarda, özellikle ofis içlerinde güvenlik kameraları aracılığıyla izleme hakkına sahiptir. Ancak bu izleme hakları sınırsız değildir” diyen Tülü, bu durumun Anayasa’nın 20. maddesinin getirdiği özel hayatın gizliliği prensibiyle sınırlı olduğunu söyledi. İşverenlerin ölçülülük ilkesine uymaları gerektiğinin altını çizen Tülü, “KVKK’nın 4. maddesinde vurgulandığı üzere veri işlemenin hukuka uygun ve dürüstlük ilkesine dayanması önemlidir. Örneğin, tuvalet ve soyunma odası gibi özel alanlarda izlemenin yapılmaması gerekmektedir. Ayrıca izlemelerin belli bir sürede silinmesi zorunludur; örneğin, güvenlik mevzuatına göre bu veriler 30 gün içerisinde silinmelidir” açıklamasında bulundu.

    İşçi Rızası ve Bilgilendirme Zorunluluğu

    Tülü, işçilerin izleme ve dinleme uygulamaları konusunda mutlaka bilgilendirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. “Veri işleme işlemleri kapsamında işçilerin açık rızasının alınması esastır. Ancak bu noktada, işçilerin iş kaybı korkusuyla rıza vermeleri durumu söz konusu olabilir. İşverenler, yalnızca açık rızaya dayanmak yerine Kanuni hükümler ve meşru menfaat ilkeleri doğrultusunda hareket etmelidir” dedi. Tülü, işçilerin doğru bilgilendirilmesi için aydınlatma metinlerinin sunulması gerektiğine dikkat çekerek, “Çalışanlar hangi durumlarda izlendiklerini anlamalı ve bu konularda şeffaf bir iletişim sağlanmalıdır” şeklinde konuştu.

    İzlemelerin Hukuki Çerçevesi

    Tülü, işverenlerin çalışılan ortak alanlarda işçileri izleme ve denetleme haklarına yönelik Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin belirlediği üç kritik soruya işaret etti. Bu soruların ilki, “Çalışanlarınızı izlediğinizi biliyorlar mı?”, ikincisi “Bu izlemede meşru menfaatiniz var mı?” ve son olarak “Meşru menfaatiniz ile çalışanların özel hayatının gizliliği arasında bir denge sağlayabiliyor musunuz?” şeklinde sıralandı. Bu üç soruya da olumlu yanıt verilebiliyorsa, işverenler izleme ve denetleme yetkisine sahip olabileceklerini belirten Tülü, “Ancak bu sorulardan herhangi birine olumsuz bir cevap verilmesi durumunda işverenlerin böyle bir hakkı bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı.