Modern İlişkilerin Kısa Ömrü ve Nedenleri
Günümüzde birçok ilişki, başlangıçtaki hızıyla sona eriyor. İlişkilerin, geçmişe kıyasla daha çabuk gelişip bittiğine dikkat çeken Klinik Psikolog Kübra Adam, günümüzün hızlı yaşam tarzının duygusal bağları da etkilediğini belirtti.
Sosyal medya etkisi, beklentiler üzerindeki baskı ve yüzeysel iletişim tarzları, ilişkilerin sürdürülebilirliğini sorgularken bireylerin duygusal tükenmişlik ve yalnızlık hisleri artıyor. Değişen toplumsal değerler, bireylerin kişisel sınırları ve özgürlükleri, karşı taraftan beklenenler ve iş hayatındaki yoğunluk gibi birçok unsur, ilişkilerin dinamiklerini etkiliyor. Klinik Psikolog Kübra Adam, hızla tükenen ilişkilerin nedenleri üzerine açıklamalarda bulundu.
İlişkilerin Hızla Tükenmesinin Psikolojik Sebepleri
Günümüzde gözlemlenen en belirgin eğilimlerden biri olan hızlı başlayan ve çabuk sona eren ilişkilerin, yeni nesil tarafından çoğunlukla romantik bir bağdan ziyade tüketim odaklı bir deneyim olarak yaşandığını dile getiren Kübra Adam, bu durumun ardında bireysel farkındalık, sabırsızlık ve duygusal olgunluk eksikliklerinin yattığını vurguladı. Ayrıca, toplumsal değişimlerin ilişkilere olan etkisine de dikkat çekti. Adam, “Modern çağda insanlar hız ve doyum arayışına girdi. Bu durum, ilişkilerin niteliğini de belirliyor. Birçok birey artık ilişkilerine emek vermektense, anında beklentilerinin karşılanmasını istiyor. Oysa ilişkiler zaman ve çaba gerektirir,” şeklinde ifade etti.
Tanışma Sürecinin Önemi
Her hızlı ilişkide derin olmanın garanti olmadığını, fakat hızlı bir şekilde derinleşmeden sona ermenin tehlikeli olabileceğini belirten Kübra Adam, şu ifadeleri kullandı: “Tanışma süreci olmadan, karşılıklı değerler ve hedefler sorgulanmadan kurulan ilişkiler, en küçük bir sorunda yok olabilir. Bu durum, bireyde özgüven kaybına yol açabileceği gibi gelecekte sağlıklı bağlar kurmalarını da zorlaştırır.”
Duygusal Olgunluğun Rolü
Sağlıklı ilişkilerin devamı için bireylerin duygusal olgunluğa erişiminin kritik olduğunu vurgulayan Klinik Psikolog Kübra Adam, şöyle devam etti: “Kendini tanıyan ve sınırlarını belirleyebilen bireyler, hayatlarına kabul edecekleri kişilerde hangi özelliklerin olması gerektiğini iyi bilerek seçim yaparlar. Bir ilişkiyi sürdürmek, sadece anlaşmak değil, aynı zamanda anlamak ve sabırlı olmaktır. Duygusal olarak olgunlaşmamış kişiler, ilişkilerinde sorumluluk almaktan kaçınabilirler. En ufak bir sorun karşısında geri çekilme, sessizlik veya terk etme gibi tavırlar sergilemek, sağlıklı bir bağ kurmayı zorlaştırır. Değer veren, karşılıklı beklentilere saygı gösteren ve birlikte zaman geçiren bir ilişki, daha sağlıklı bir yapıya sahip olacaktır. Bu nedenlerle bireysel terapi, kişinin kendini tanıması ve sağlıklı bağlar kurma yeteneğini geliştirmesi açısından önemlidir.”