Jinekolojik kanserlerin engellenmesi açısından teşhis ve tedavi süreçlerinin önemine değinen Op. Dr. Fatih Mehmet Kaya, rahim kanseri, rahim ağzı kanseri, yumurtalık kanseri ve vulva kanseri için minimal invaziv cerrahi tekniklerini açıkladı.
Medicana International İstanbul Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Kaya, kadın kanserleri arasında dört farklı tür bulunduğunu belirtti. Bu türler arasında rahim kanseri (uterus), rahim ağzı kanseri (serviks), yumurtalık kanseri (over) ve vulva kanseri (dış genital bölge) yer alıyor. Özellikle rahim kanserinin kadınlar arasında en yaygın kanser türlerinden biri olduğunu vurgulayan Dr. Kaya, rahim ağzı kanserinin de kadınlar arasında en sık görülen ikinci tür olduğunu ifade etti. Bu hastalığa yol açan en önemli etkenin ise HPV (insan papilloma virüsü) olduğunu belirtti. HPV’nin bazı türlerinin bağışıklık sisteminden kaçabilerek rahim ağzı kanserine neden olabileceğini anlattı. Yumurtalık kanserinin, epitel ya da embriyonik hücrelerin kontrolsüz bir şekilde bölünmesi sonucunda oluştuğunu söyledi. Ayrıca vulva kanserinin, dış genital bölgedeki hücrelerin anormal çoğalması ile meydana geldiğini belirtti.
Op. Dr. Kaya, jinekolojik kanserlerin köken aldığı organlara göre değişiklik gösteren nedenlerini de açıkladı. Kadın kanserlerinin genetik faktörler, HPV ve cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar, korunmasız cinsel ilişki, tütün kullanımı, menopozun erken ya da geç başlaması ve obezite gibi nedenlere bağlı olduğunu söyledi. Kadın kanserlerinin belirtilerinin hastalığın türü ve evresine göre farklılık arz ettiğini ifade eden Dr. Kaya, menopoza girmiş kadınlarda karşılaşılan kanama, akıntı, adet düzensizlikleri, cinsel ilişki sonrası ağrı gibi semptomlara dikkat çekti. Tanı süreçlerinin ise çeşitli görüntüleme metotları ve laboratuvar testleri ile yapıldığını aktardı. Tanı sonrası tedavi seçeneklerinin ilaç, kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi müdahale şeklinde çeşitlilik gösterdiğini belirtti.
Minimal invaziv cerrahinin avantajları üzerinde duran Dr. Kaya, bu yöntemlerin vücutta minimum hasar yaratmayı hedeflediğini ve genellikle küçük kesilerle uygulandığını ifade etti. Laparoskopik cerrahinin jinekolojik onkolojide önemli bir yer tuttuğunu söyleyen Dr. Kaya, bu yöntemin anestezi altında, genellikle 0,3-1,5 cm’lik kesilerle yapıldığını açıkladı. Karın bölgesinde açılan bu kesiden, fiber optik bir kamera yerleştirilerek organların görüntülenmesinin sağlandığını belirtti. Yapılacak işlemler için gerekli ekipmanların yine bu küçük kesiler aracılığıyla yerleştirildiğini söyledi. Dr. Kaya, gelişen teknoloji ve modern laparoskopik ekipmanların, rahim duvarı ve rahim ağzı kanserinin tedavisinde kullanımının arttığını, yumurtalık kanseri tedavisinde de bu cerrahi yöntemin önemli katkılar sağladığını vurguladı.