Adana’da, 3 kez ‘orta hasarlı’ olarak değerlendirilen bir apartmanın durumu, bir iş yerinin yaptığı itiraz sonucunda ‘az hasarlı’ raporuna dönüştü. Bu gelişmenin ardından apartman sakinleri, evlerinin Adana’nın en değerli semtlerinden birinde bulunmasına rağmen, binanın oturulamayacak kadar kötü olduğunu belirterek yıkım talebinde bulunmak amacıyla eylem gerçekleştirdi. Dava süreci devam ederken, bu anlaşmazlığın sonunda nihai kararı mahkeme verecek.
Kahramanmaraş merkezi depremlerinden etkilenen Adana’nın Çukurova ilçesinde 11 bina yıkılırken, 418 kişi hayatını kaybetti. Kent genelinde 3 bin 279 binada ağır hasar tespit edilirken, ağır hasarlı binaların tamamı yıkıldı. Çukurova ilçesinde orta derecede hasar almış 4 bin 949 bina için de yıkım işlemleri başlatıldı. Yetkili kurumlar, onay alınan binalarda yıkım işlemlerine devam ederken, hukuki süreç içinde olan binalarda bekleyiş sürüyor.
Bahsedilen binalardan biri, Çukurova ilçesine bağlı Süleyman Demirel Bulvarı’nda yer alan Bekaroğlu Sitesi’ndeki 15 katlı D bloğu. Deprem sonrası, Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından ‘orta hasarlı’ olarak raporlanan binanın sakinleri, evlerini boşaltmak zorunda kaldı. Fakat binada faaliyet gösteren bir medikal firma, bu rapora itiraz etti. İtirazın ardından, Adana Valiliği İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü, yeni bir bilirkişi raporu talep ederek binaya yeniden ‘orta hasarlı’ raporu düzenlendi.
Medikal firmanın başlattığı dava neticesinde, Adana 2. İdare Mahkemesi yeni bir bilirkişi raporu istemiş ve yapılan inceleme sonucunda binaya ‘az hasarlı’ raporu verilmiştir. Bununla birlikte, apartman sakinleri evlerine dönmedi. Sakinlerin avukatları aracılığıyla yeniden alınan bilirkişi raporu, binanın ‘orta hasarlı’ durumunu doğruladı ve bu sonuçla Adana 2. İdare Mahkemesi’ne itirazda bulunuldu.
Eylem sırasında apartman sahipleri, “Ezilerek ölmek istemiyoruz”, “Sesimizi duysunlar”, “Mezar gibi yaşamak istemiyoruz”, “Bir dükkan yüzünden 2 yıldır mağduruz”, “Enkaz altında kalmak istemiyoruz” yazılı pankartlar açarak yıkım taleplerini dile getirdi.
Hukuki süreç hakkında bilgi veren avukat Nazan Akça Subaşı, “Bu bina için Çevre, Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından daha önce iki kez ‘orta hasarlı’ raporu verildi. Yıkım işlemleri başlamadan, binada bulunan medikal firma tarafından dava açıldı. Adana 2. İdare Mahkemesi yeniden bir rapor istedi ve o raporda ‘az hasarlı’ tespitini yaptılar, dolayısıyla yıkım süreci durduruldu. Biz de yeni bir tespit yaparak, binanın durumu kötüleştiğini araştırdık ve yeniden ‘orta hasarlı’ raporu alarak duruma itiraz ettik. Şu an, istinaf kararını bekliyoruz. Bu kadar insanı bu binada tutmamak lazım” dedi.
Binanın durumu hakkında görüş bildiren sakinlerden Cahit Bulut, “Bu bina deprem neticesinde zarar gördü. İlk olarak ‘orta hasarlı’ olarak tespit edildi, ancak buna yapılan itirazlar sonucunda ‘az hasarlı’ raporu verildi. Şu an kira yardımı alamıyoruz. TOKİ’den bir ev çıktı ama o da iptal edildi. Bina şu anda kullanıma uygun değil, ciddi hasar aldı,” şeklinde konuştu.
Aynı zamanda sakin Halil Yenigün, binadaki tehlikenin farkında olduklarını belirterek, “Bu binanın merdivenlerine bakan herkes korkuyor. Bize burada yaşamanız deniliyor ama bu şartlar altında nasıl yaşarız? Bu bina mezarla aynı,” ifadelerini kullandı.
Düşük doğum yaşayan Gülse Torun ise yaşadığı travmayı anlatarak, “Deprem anında yerimizden kıpırdayamadık. 3. günde bebeğimi kaybettim ve bunun etkisini unutmadım. Kimse evinden vazgeçmez ama burada oturmak istemiyoruz. Bu yeri artık anımsamak bile istemiyorum,” dedi.
Eylem sırasında iş yeri sahipleri ile apartman sakinleri arasında kısa tartışmalar meydana geldi. Ayrıca bazı kişiler, muhabirleri tehdit etti. İş yeri ve apartman sahipleri arasındaki uyuşmazlığın çözümünü ise mahkemeden çıkacak karar belirleyecek.