Parkinson Hastalığına Dikkat: Belirtilerini Tanıyın ve Uzmana Başvurun

Dünya genelinde yaklaşık 10 milyon, Türkiye’de ise 150 bin kişinin Parkinson hastalığı ile mücadele ettiği belirtiliyor. Can Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Alpaslan Kocatepe, hastalığın erken belirtilerinin yaşlılıkla karıştırılmasının teşhisi geciktirebileceğini vurguladı. Tedavi seçenekleri arasında ilaçlar ve cerrahi yöntemler bulunuyor. Sağlıklı beslenme ve egzersizlerin de tedavi sürecinde önemli rol oynadığı ifade edildi.

Dünya genelinde yaklaşık 10 milyon, Türkiye'de ise 150 bin kişinin

Dünya genelinde yaklaşık 10 milyon, Türkiye’de ise 150 bin civarında Parkinson hastası bulunmaktadır. ‘Dünya Parkinson Hastalığı Günü’ vesilesiyle değerlendirme yapan Can Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Alpaslan Kocatepe, “Eğer kendinizde ya da yakınlarınızda denge kaybı, koku kaybı, hareketlerde yavaşlık, kabızlık, ağızda salya artışı, dinlenme halindeyken el, kol ya da bacaklarda titreme ve sesin monotonlaşması gibi semptomlar gözlemliyorsanız, bir nöroloji uzmanına başvurmalısınız; bunlar hastalığın belirtileri olabilir” şeklinde uyarıda bulundu.

Dr. Kocatepe, toplumda Parkinson hastalığının belirtilerinin yaşlanma ile karıştırıldığını vurgulayarak, “Bu yanılgı, hastalığın teşhisinin gecikmesine sebep olmaktadır. Oysa hastalığın erken döneminde teşhis edilmesi ve uygun tedaviye başlanması, ilerlemesini yavaşlatır ve yaşam kalitesini artırır” şeklinde konuştu.

“Parkinson hastalığı son değildir”
Nöroloji Uzmanı Dr. Kocatepe, genel olarak 60 yaş üstü bireylerde sıkça rastlanan Parkinson hastalığının, kapsamlı bir nörolojik muayene ile beyin görüntüleme testleri aracılığıyla tanımlandığını ifade etti. Tedavi yöntemleri hakkında da bilgi veren Kocatepe, “Beyinde yeterli miktarda dopaminin ilaç yardımıyla yerine konulması mümkündür. İlaç tedavisinden fayda göremeyen veya yan etkiler sebebiyle yeterli dozda ilaç kullanamayan hastalar için cerrahi seçenekler, beyin pili ve lezyonların giderilmesi gibi yöntemler devreye girebilmektedir. Şu anda hastalığı kökünden çözebilecek bir tedavi yoktur, fakat Parkinson’un son olmadığını unutmamak gerekir” diye belirtti.

Beslenme ve egzersiz büyük öneme sahip
Parkinson hastalarının yaşam tarzlarında değişiklik yapmanın gerekliliğine değinen Kocatepe, Akdeniz tipi beslenmenin lif açısından zengin olmasının, omega 3 ve yeterli sıvı alımının kritik olduğunu ifade etti. Kocatepe, kas gücünün artırılması, denge egzersizleri ve anksiyete yönetiminin ilaç tedavisi kadar önemli olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti: “Yürüyüş, yüzme, bahçe işleri, dans gibi aktiviteler Parkinson hastalarının gündelik yaşamlarının bir parçası olmalıdır. Düşme riskine karşı deneyimli bir fizik tedavi merkezinden yardım alınmalıdır. Temel tedavi stratejileri yanında masaj, yoga, meditasyon ve evcil hayvanlarla birlikte yaşamak gibi desteklerin önemli faydaları vardır.”