HATAY (İHA) – 1986 yılında Muş’ta vatani görevini yürütürken hayatını kaybeden Hataylı Piyade Er Ahmet Eskiocak, ailesinin başlattığı hukuki süreç sonucunda 38 yıl sonra şehit sayıldı.
Defne ilçesinin Harbiye Mahallesi’nde yaşayan Piyade Er Eskiocak, askerliğine Balıkesir’deki acemi birliğinde başladıktan sonra Muş’ta usta birliği görevine geçti. Eskiocak, burada 2 ay süren görev süresinin ardından 10 Kasım 1986’da hastalanarak vefat etti. Vefatının ardından şehit olarak kabul edilmeyen Piyade Er Eskiocak’ın ailesi, 2020 yılında bu durumu mahkemeye taşıdı ve şehadet belgesi elde etme yoluna gitti. Yıllarca şehit olarak kabul edilmeyen Eskiocak, 4 yıllık hukuki mücadelenin ardından mahkeme kararıyla şehit sayıldı. Ağabeyinin şehit sayılmasından dolayı karışık bir sevinç yaşadıklarını belirten Ali Eskiocak, yetkililerden ağabeyinin mezarının şehit mezarı olarak düzenlenmesini talep etti. Hatay Şehit Aileleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nden Abdullah Dağ, aileye ziyarette bulunarak onlarla bu buruk sevince ortak oldu.
Şehitlik belgesinin alınmasının ardından duygularını paylaşan Ali Eskiocak, “İçimizde buruk bir mutluluk var” dedi. Açıklamasında, “Ağabeyim yıllardır restoranda çalışıyordu. Askerliğe girdiğinde ben küçüktüm. 1986’da askere gidip, acemi birliğinden sonra usta birliğine geçtikten yalnızca 2 ay sonra vefat etti. Küçük yaşta vefat ettiği için hatırlayamıyorum. 20 yaşındayken yaşamını yitirdi. O dönemde şehit olarak tanımlanmıyordu; şehitlik belgesi yoktu. Zamanla şehit olarak kabul edildi. Ağabeyim 6 aydır şehit sayılıyor. Bunun için 4 yıl süren bir hukuki süreç yaşandı. Ayrıca mezarının şehit mezarı olarak düzenlenmesini istiyoruz” ifadelerini kullandı.
Anne Latife Eskiocak, 38 yıl aradan sonra şehit sayılan oğlunun mezarını her Cuma günü ziyaret ettiğini belirterek, “Oğlumu çok özlüyorum. Kendisi çok zeki ve nazik biriydi, harman olduğum mahallede herkes onu severdi. İçimde bir burukluk var; sanki dün ölmüş gibi hissediyorum. Oğlumun nişanlanmayı hayal ettiğini biliyorum, askerliğini yaptıktan sonra bunu düşüyordu. Her Cuma oğlumun mezarına gidiyorum” sözlerini sarf etti.